
Meme Kanseri
Op. Dr. Y. Kemal
Akay
Genel Cerrahi
Meme kanseri kadınlar arasındaki en yaygın kanser türüdür. Bütün kadın
kanserlerinin %25'ini oluşturur. Kendi kendini muayene ve tarama metodları ile
teşhis edilebilen bu kanserin tedaviye cevabıda yüksektir. Tedavinin başarısında
erken teşhisin payı çok önemlidir.
Meme Kanserİnde Risk Faktörleri
* Ailesinde meme kanseri olması (Anne, kız kardeş, kız) Anormal (mutant) (BRCA1
ve BRCA2 genlerinin varlığı)
* Adet başlama yaşının erken olması (12 yaş ve öncesi)
* Menapoz yaşının geç olması (50 yaş ve sonrası)
* Hiç doğum yapmamış olmak
* İlk doğumunu 35 yaşından sonra yapmak
* Bebeğini emzirmemek
* Uzun süreli hormon tedavisi almak
* Şişman olmak (Aşırı yağlı beslenme)
* Alkol almak
* Bir memede kanser olması, diğer memenin riskini arttırmaktadır.
Bu faktörler meme kanseri riskini artırır. Fakat hastaların bir çoğunda bu risk
faktörlerinin de çoğu yoktur.
Meme Kanserİnİn Klinik Özellikleri
* Memede şişlik tümör (%65)
* Memede büyüme %1
* Meme cildinde portakal kabuğu görünümü %4
* Meme cildinde ülser, ödem, kızarıklık %1
* Memede ağrı %5
* Memede akıntı %2
* Aksillada tümör %2
* %14 vakada klinik herhangi bir belirtiye (semptoma) rastlanmamaktadır.
Tümör (kitle) meme kanserinin en sık görülen bulgusudur (%65). Ele gelen kitle
birçok hastada meme kanserinin ilk ve tek belirtisi olabilmektedir.
Olguların büyük çoğunda kitle yuvarlak olmayıp gayri muntazam veya yıldız
şeklinde bir yapı gösterir. Sert bir kitledir.
Memelerinde şiş bulunduğunu fark eden birçok hasta, uzun bir süre hekime
başvurmamakta, zamanla memelerindeki şiş büyük boyutlara ulaşınca da şifa
şansını yitirmektedir. Bundan dolayı memesinde bir sertlik hisseden hastanın
mutlaka doktora danışmasında büyük yarar vardır.
Tümör büyüklüğü prognoza (hastalığın gidişatına) etki eden önemli bir faktördür.
Tümörün büyüklüğü arttıkça tutulan lenf nodu sayısı ve uzak metastaz olasılığı
artar.
Ağrı sanılanın aksine meme kanserli hastaların az bir kısmında bulunan bir
belirtidir(%5).
Meme başında akıntı kendiliğinden veya sıkma ile gelir. Kanser yönünden
patolojik meme başı akıntıları genellikle tek memede olanlardır.
Meme başının içe kaçması veya yön değiştirmesi.
Meme başı epitelinde kaşınma, kırmızılık, kalınlaşma, erezyon gibi bulgular daha
çok paget karsinomunun bulgularıdır.
Meme kanserinde bazen meme tümörü yavaş büyür, buna karşılık aksilladaki (koltuk
altı) lenf bezi hızlı büyüyebilir(%2). hastada memede bir şey bulunamazken
aksillada kitle bulunabilir.
Meme Kanserinde Tanı
Meme muayenesi
Mamografi
Meme Ultrasonografisi
Meme MR
Biopsi
* İnce iğne aspirasyon biopsisi
* Stereotaktik iğne biopsisi
* Eksizyonel biopsi
Mamografi
Tani Amaçli Mamografi
Memesinde kitle, akıntı, ağrı gibi şikayetleri olan hasta 40 yaşının altında ise
ilk ultrasonografi, bunda şüpheli lezyon var ise mamografi önerilebilir. 40
yaşının üstünde ise mamografi önerilir.
Muayenede malign kitleyi düşünülen hastalara biopsi öncesi mamografi
yapılmalıdır. Amaç kitleyi daha iyi tanımak karşı memede de başka şüpheli lezyon
olup olmadığının anlaşılmasıdır.
Tarama Amaçli Mamografi
Tarama amaçlı mamografiler meme kanserinden ölümleri %30 oranında azalttığı
kabul edilmektedir. Bu oran yılda bir yapılan taramayla 50 - 59 yaş grubunda %
46'ya kadar yükselmektedir.
Tek başına Ultrasonografi'nin tarama amaçlı kullanımı yarar sağlamadığı gibi
yalancı bir güven verebileceği içinde erken teşhis olasılığına da zarar
verebilir.
Mamografi ile Tarama
Amerikan kanser cemiyeti, Amerika tabipler birliği ve Amerika radyoloji derneği
tarafından 40 yaşından itibaren yılda bir kez yapılması önerilmiştir.
Meme Ultrasonografisi
Mamografiye ek olarak kullanıldığı zaman yararlıdır fakat taramalarda tek başına
önerilmez!! Meme ultrasonu mamografide şüpheli yerlere yoğunlaşma açısından da
önem taşır.
Ultrasonogragi tek başına mikrokalsifikasyon saptamaz. Ele gelebilen meme
kanserinde ultrasonografinin %20.7 oranında yanlış negatif sonuç verdiği
görülmüştür. Mamografide saptanan ele gelmeyen meme kanserlerinin önemli bir
kısmını göstermediği bildirilmiştir.
Meme Ultrasonu
* Kist ve solid kitle ayrımını yapar
* Dens meme nedeniyle mamografi de görülemeyen fakat ele gelen kitleleri
araştırır.
* Yerleşimi nedeni ile mamografide görülmeyen kitlelerin değerlendirilmesine
yardımcı olur
* Genç hastalarda, gebe ve laktasyonda olan hastalarda ele gelen kitlelerin
araştırılması
* Abse tanısı
* Girişimsel meme operasyonunda yardımcı olmak amacıyla ultrasonografi
kullanılır.
Magnetik Rezonans
MR görüntüleme meme kanserinin saptanması, tanısı ve ertelenmesinde ümit vaat
etmektedir.
İnvaziv ductal kanser'lerde oldukça iyi sonuçlar verebilmekte. Fakat lobuler
karsinom, tubuler karsinom, karsinoma instularda yanlış negatif sonuç
verebilmektedir. Bu nedenle günümüzde mamografi ve US'den sonra şüpheli
lezyonlarda yol gösterici bir metottur.
* Meme protezlerinin değerlendirilmesi
* Meme kanserinin evrelenmesi
* Kanser sonrası izlem
* Şüpheli mamografi bulgularının ayırıcı tanısında yardımcı bir teknik olarak MR
kullanılmaktadır.
Ele Gelmeyen Lezyonlarin Tanısı
Mamografik taramanın yaygın yapılması sonucu mamografide şüpheli ele gelmeyen
malign açıdan şüpheli lezyonların sayısı çok artmıştır. Bu lezyonlara biopsi
yapılınca bulunamama ihtimali vardır. Bu nedenle cerrahi açık biopsi öncesi
işaretleme yapılabilir. Bu US ve mamografi yardımıyla tel iğne yerleştirip
şüpheli bölgeyi çıkarmak için kılavuzluk yapar. Bir kitle olmadığı için bu
yapılmadan biopsi yapılırsa mamografide görülen şüpheli lezyon bulunamayabilir.
Perkütan Biyopsiler
Perkütan biopsi açık cerrahi biopsiye oranla daha hızlı, daha az zarar verici ve
ucuzdur. Memede kozmetik sonucu iyidir. Benign lezyonu olan kadınlarda cerrahi
biopsi ihtiyacını azaltmakta ve kanserli hastalarda cerrahi işlem sayısını
düşürmektedir.
İnce iğne aspirasyon biyopsileri (İİAB) yetersiz materyel oranı yüksek (%34)
olması nedeni ile sınırlı vakada kullanılmalı daha çok kist ponksiyonukoaplike
kistlerde kullanılmalı.
Kalın iğne biopsileri cerrahi biyopsi ile %60-95 uyum gösterdiği saptanmıştır.En
iyi sonuç bir elde US eşliğinde uzun kesi yapan iğnelerle en az 5 örnek
alındığında elde edilmektedir. Ancak bunlar otomatik tabanca ile yapıldığı için
ve her parça için memeye girildiğinden bunun sonucunda girilen bölgeler kan
toplanması nedeni ile kalsifikasyon ve küçük lezyonların tanısında güçlük
oluşturmaktadır. Histolojik ayrımın yapılmasında çıkan parçalar bazen yetersiz
kalabilmektedir.
Vakumlu biyopsi otomatik olarak yapılır. Doku iğneyi memeden çıkarmadan vakum
yardımı ile iğne içinden geriye çekilip çıkarılmakta bu nedenle tek seferde çok
sayıda örnek alınabilir.
Perkütan biyopsilerden sonra patoloji sonuçları görüntüleme bulgularıyla
karşılaştırılmalı arada uyumsuzluk olabilir. Perkütan biyopsilerin %2-10 arası
yanlış negatif çıkma durumu söz konusudur.
Perkütan biyopsi sonucu radyolojik bulgularla uyumlu benign bulgu gelirse
hastanın periyodik izlenmesi gerekir.Lezyon orada durdurduğu sürece takip
önemlidir.
Cerrahi Biyopsi
Lezyonun bir kısmını veya tümünü lokal veya genel anestezi ile çıkarılıp
patolojik tetkike gönderilmesidir. Lokal mi genel mi olacağına mutlaka cerrahla
birlikte karar vermelidir.
Bütün biyopsileri sırf hasta tercihi ile değil hastaya uygulanabilecek en iyi
metodu hasta ve cerrah birlikte karar vermeli çünkü doğru tanı koyabilme hızı
cerrahın kitle hakkındaki görüşü bu biyopsinin şeklini belirleyecektir.
Tedavi
Meme kanserinin tedavisi cerrahidir.
Evresine göre
* Parsiyel mastektomiden (memenin kısmi çıkarılması) modifiye radikal
mastektomiye (tüm bölgesel lenfler meme ve çevrede bunların çıkarılması) kadar
değişik alternatifler vardır.
* Cerrahi sonrası radyoterapi ve kemoterapi uygulanır. Uygun vakalarda hormon
tedavisi uygulanabilir.
* Cerrahi tedavide mutlaka cerrahla konuşularak hasta için en iyi olan metodun
seçilmesi şeklinde olmalıdır. Bunda tümörün cinsi büyüklüğü vs. düşünülerek
cerrahi metot seçilecektir. Hastanın beklentileri önemlidir ama operasyon
sonrası tedavileri yaptırması da önemlidir. Tıpta hastalık yok hasta var denir
buda meme cerrahisinde hem operasyonun seçiminde hemde tedavinin sonuçlarında
etkendir.
* Hastalar şunu bilmelidir meme kanseri tedaviye çok iyi yanıt verebilen bir
kanser olduğunu erken yakalanırsa ve tedavisini doğru yaptırırsa çok iyi sonuç
alabilmektedir. Son olarak ERKEN TEŞHİS HAYAT KURTARIR diyelim.
Kaynaklar
* James O. Woolliscroft, MD. Handbook of current diagnosis Treatment 2001
* Principles of Surgery Schwartz. Breast. Seventh Edition Part I
* Temel Cerrahi Prof Dr İskender Sayeş 2004 Ankara 3. Baskı
* American College of Radiology (ACR) 1998 Third Edition Reston Breast Luaging