whatsapp danışma hattı
(0542) 223 56 38
Ana Sayfa | Poliklinik ve Birimlerimiz | Doktorlarımız | Medikal Yazılar | Anlaşmalı Kurumlar | Randevu - İletişim |
Omuz Ağrıları ve Omuz Sıkışma Sendromu Dr. Reyhan Demirkaya
Omuz eklemi insan vücudunda en geniş hareket yeteneğine sahip eklem olması
açısından büyük önem taşır. Omuz ağrıları bel, boyun ve diz ağrıları ile beraber
en sık görülen problemlerdendir. Omuz eklemi insan vücudunun en hareketli eklemidir. Köprücük kemiği (klavikula), kürek kemiği (skapula), kol kemiği (humerus) ve bunların oluşturduğu eklemlerden meydana gelir. Bu eklemler akromioklavikular eklem, glenohumeral eklem, sternoklaviküler ve skapulotorasik eklemdir. Bu sonuncu fonksiyonel bir eklemdir. Omuz eklemi bir kapsül ile çevrelenmiştir. Kapsül çevresindeki bağlar kemikleri birbirine bağlayarak onları sabitler. Kol kemiğini kürek kemiğine bağlayan yapı rotater manşondur. Supraspinatus, infraspinatus, teresminor ve subskapularis kaslarının kirişlerinden oluşur. Kirişler kasları kemiğe bağlayan yapılardır. Rotator manşon kürek kemiği çıkıntısı olan akromion ile omuz başı arasında 1-1,5 cm'lik bir aralıkta uzanır. Akromion yapısal olarak veya kireçlenme sonucu rotator manşonu sıkıştırabilir. Bu, birazdan inceleyeceğimiz omuz sıkışma sendromu nedenlerinden birisidir. Omuz sıkışma sendromu nedir? Omuz ağrılarının en yaygın nedeni omuz sıkışma sendromu (subakromial sıkışma sendromu - inpingement sendromu) dur. Bu sendromda biraz önce de bahsettiğimiz gibi rotator manşon ile kemik yapı arasındaki mesafe daralarak sıkışma ortaya çıkmaktadır. Omuz sıkışma sendromu kimlerde daha çok görülür? Kolun baş üzeri hareketlerini gerektiren mesleklerde (market çalışanları, boyacılık, marangozluk, hemşirelik) ev hanımlarında, tenis, yüzme, voleybol ve atıcılık sporu ile uğraşanlarda sıklıkla görülür. Sonuç olarak bu problem omuzu aşırı kullanma hastalığıdır. Omuz sıkışma sendromu'nun belirtileri nelerdir? Omuz sıkışma sendromunda en sık görülen semptom ağrıdır. Buna bağlı olarak omuz hareketlerinde kısıtlılık ve güçsüzlük ortaya çıkabilir. Ağrı başlangıçta zorlayıcı hareketlerle ortaya çıkar. Ancak daha sonra basit hareketlerle oluşur ve gece ağrıları başlar. Ayrıca kronik olgularda aktiviteyi takiben istirahat döneminde saatlerce devam eden omuz ağrıları olabilir. Hasta duş alma, giyinme gibi günlük hareketlerini yapmakta zorlanır. Nasıl tanı konulur? Hastalığın tanısı için hekimin dikkatli bir muayenesi yeterli olur. MRI ve ultrason gibi görüntüleme yöntemleri hastalığın derecesini gösterme konusunda yardımcıdırlar. Tedavi Erken dönemde fizik tedavi ve rehabilitasyon çok önemlidir. Başlangıçta eklemin istirahati, aktivite düzenlenmesi ( özellikle ilk üç ay kolun baş üzeri aktivitelerde kullanılmaması), buz uygulaması, ağrı kesici ve antiromatizmal ilaçlar, fizik tedavi modaliteleri, eklem hareket açıklığını korumaya yönelik egzersizler yapılır. Subakromial aralığa kortikosteroid enjeksiyonu yapılabilir. Fizik tedavi modaliteleri tendon, ligament, eklem kapsülü gibi dokularda esnekliği artırır, eklem tutukluluğunu azaltır, analjezik etki gösterir. Ağrı ve enflamasyon azaldığında sıkışmaya yol açmadan rotator manşon ve skapulotarosik kasların güçlendirilmesi gerekir. Bütün bu tedavilerle yeterli sonuç alınamayan olgularda cerrahi girişim gerekebilir. |
|||
Poliklinik ve Birimlerimiz | Doktorlarımız | Medikal Yazılar | Anlaşmalı Kurumlar | Randevu - İletişim KVKK - Kişisel Verilerin Korunması Kanunu Köybaşı Cad. Mübaşir Sok. No:2 Yeniköy Sarıyer / İstanbul 444 10 97 Bu sitenin içeriği, kullanıcıyı sağlık amaçlı bilgilendirmeye yönelik hazırlanmıştır. Sitede yer alan bilgiler, hiçbir zaman bir hekim tedavisinin yada konsültasyonunun yerini alamaz. Site içeriği, asla kişisel teşhis yada tedavi yönetiminin seçimi için değerlendirilmemelidir. |
|
Tasarım ve Geliştirme |